Muhalefetin şüphesi yok: ‘AKP, siyasetçilerin telefonlarını dinliyor’

Çığ Dergi Güncel

muhalefet partilerinden isimlere göre siyasetçilerin telefonları dinleniyor. Siyasetçiler bunda şüphelerinin olmadığının altını çizerken, mesajlaşma uygulamalarıyla aramaların sıklaştığını söylüyor.

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 31 Ekim’de Türkiye’deki metamfetamin salgınına dikkat çekerek iktidarı eleştirdiği açıklamasına yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP liderinin ‘ses kaydı’ olduğunu ima etmişti: “Partilisini büyükelçilere gönderdi, altılı masanın ortaya koyduğu deklarasyonu redakte ettirdi. Yarın öbür gün bunun ses kaydı çıkarsa, bir vatansever bu ses kaydını mahkemeye gönderirse ne olur? Bu sorunun cevabını verin.”

Bu açıklamanın ardından muhalefetin dinlendiği tartışmaları başladı. Diken’e konuşan muhalefet partilerinden isimlere göre siyasetçilerin telefonları dinleniyor. Siyasetçiler bu noktada şüphelerinin olmadığının altını çizerken, son dönemde normal arama yerine uygulamalarla aramalar ön plana çıkmaya başladı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün ve partinin kurucular kurulu üyesi Yavuz Değirmenci ve TİP Milletvekili Ahmet Şık muhalefet ve gazetecilerin dinlendiğini, vatandaşlarda da ‘dinlenme kaygısı’nın oluştuğunu söyledi.

Üstün, ayrıca ‘altılı masa’nın toplantıları öncesi ‘böcek’ arandığını, toplantıların yoldan uzak düzenlenmeye çalışıldığını söyledi. Şık’sa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘AKP’li isimleri dinlediğini’ söyledi.

https://e1ed4b306d5de5d87ff484cbf0cd23f9.safeframe.googlesyndication.com/safeframe/1-0-39/html/container.html

‘Üst düzey AK Partili dinlendiğimizi söyledi’

Gelecek Partili Üstün, kendilerine ‘AKP içinden bir kurmayın bilgi verdiğini ve telefonlarının dinlendiğini bildiklerini’ söyledi. Üstün, ayrıca ‘altılı masa’ toplantılarına dair ortamın dinlenmemesi için de önlemler almaya çalışıldığını, ama bu konuda ‘hırsıza kilit dayanmayacağını’ söylüyor: ”Biz AK Parti’den ayrılma eğilimi başlattığımızdan beri bizim telefonlarımız dinleniyor. Bunu bize AK Parti’de üst seviyelerde görev yapan hala da bu görevde bulunan bir isim aktardı. Bize doğrudan ‘Abi telefonlarınızı dinleyebiliyorsunuz biliyorsunuz değil mi’ diye söyledi. Bizim özellikle bu konuda hiçbir şüphemiz yok. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi geçtikten sonra artık bu işte olağan bir uygulama haline döndü. ‘FETÖ’nün o kınadığımız eylemlerini bu iktidar örnek almaya başladı. Bunlardan çekinmiyoruz. Çünkü biz şeffaf ve gün ışığında güneş bir siyaset yapıyoruz. Her şeyden önemlisi de bizi izleyen daha büyük bir gözün olduğunu biliyoruz. Özel hayatımızın bu denli hukuksuzca kontrol altına alınmasından elbette rahatsız oluruz, ama asla korkmayız.

‘Esnaf, bakkal, çiftçi, işçi de dinlendiğini düşünüyor’

İktidarın altılı masaya yönelik de çabaları olduğuna dair bilgimiz var. Ama orada biraz daha dikkatli olmaya çalışılıyor. En azından ortam dinlenmesine takılmaması için daha yoldan mesafeli bir yerde yapılıyor. Toplantıdan önce böcek arama vesaire yapılmaya çalışılıyor. Ama hırsıza kilit dayanmazmış. Yapacak olan, yani kanun dışına çıkacak olan başka bir yöntem bulabilir. Bu durumun olağanlaşmış olması dikkat çekici olan.

Gazeteci ve siyasetçilerin dinleniyor duygusuna kapılması artık normal karşılanıyor. Ama bakın yapılan bir ankete göre vatandaşlarımızın büyük bir kısmı ki bunun içerisinde esnaf, bakkal, çiftçi, işçiler var ve bu insanlar kendilerinin telefonunun dinlendiğine inanıyor. Bu durum her şeyden daha kötü.”

Değirmenci: Kişisel verilerimiz İçişleri Bakanlığı’ndan sızmıştı

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu ve Parti Yönetim Kurulu üyesi Değirmenci de dinlendiklerinden şüphe eden isimlerden biri. Değirmenci, konuşma ve yazışmalarının ‘izlendiğinden hatta üst düzey muhalif siyasetçilerin de fiziki takibe alınmış olabileceğinden’ şikayetçi: “Devletin hukuk kurallarına uyduğuna inanmıyoruz ve de takip ettiklerini de düşünüyoruz. Benim için olmayabilir, ama önemli bazı siyasilerin fiziki takibe alındığını ve her türlü istihbarat çalışmasına maruz bırakıldığını düşünüyorum. Biz partimizi kurarken İçişleri Bakanlığı’ndan bizim bütün imzalarımız ve bilgilerimiz sızmıştı. Orada adreslerimiz, kişisel bilgilerimiz vardı hatta. Biz bu duruma dair bakanın özel kalemine şikâyette bulunduk, ama dönen olmadı açıkçası.

Artık herkes telefon görüşmelerini farklı kanallar üzerinden, WhatsApp, Signal gibi uygulamalar üzerinden yapıyor. Düşünün ki günlük standart görüşmeler bile artık buradan yapılıyor. Şimdi bazı uygulamalara güvenmeme de başladı. Günlük siyasi konuşmasını bile bu uygulamalar üzerinden yapıyor artık insanlar. Ama ne olursa olsun korkmamamız gerekiyor çünkü biz yanlış bir iş yapmıyoruz, sadece siyaset yapıyoruz. Bizim kimseden saklayacak bir şeyimiz yok. Biz sürekli adliyelerdeyiz. Ben hayatımda hiç gitmediğim kadar şu son bir iki yıldır adliyelerde bulundum. Yargı sopasını üzerimizde kullanmaya devam edenler elbette bizi dinliyor da olabilirler.”

Şık: Soylu Erdoğan’ı, Erdoğan Soylu’yu dinletiyor

TİP Milletvekili Ahmet Şık ise Soylu’nun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı dinlettiğini söylüyor. İddiasını bir adım öteye taşıyan Şık, Erdoğan’ın da Soylu’yu dinlettiğini belirtiyor. Kendi telefonlarıyla birlikte 85 milyon vatandaşın da dinlendiğini düşünüyor: “Kimsenin kuşkusu olmasın, belli meslek grupları ve siyasetin içerisindeki kimi kişiler ya da iktidarın kendisi için risk gördüğü, düşmanlaştırdığı her kim varsa soluk alışverişlerinden bile haberdar olan bir sistem kurulmuş durumda. Bu sadece AKP iktidarına ait bir şey değil. Türkiye’nin yıllardır var olan bir sorunu bu. Yani özellikle siyaseti özel hayatla, ses kayıtlarıyla bir takım teknik ve fiziki takip ve dinlemelerle dizayn etmeye çalışmak bu iktidarın getirdiği bir şey değil. Bu iktidar sadece geçmişteki benzerlerinin örneklerini ve teknolojinin gelişimini daha iyi takip ederek daha profesyonel bir hale getirdi. Kimsenin kuşkusu olmasın ki yasa dışı olarak bu yapılıyor. Kanuni göstererek yapıyorlar, ama hukuki değil.

Fethullahçılardan öğrendikleri yöntemleri daha profesyonel bir hale getirmiş durumdalar. Başına da Soylu gibi, olağan şüpheli bir suç işleri bakanını koyarsanız siz zaten bu sistemin başına koyarsanız hiç şaşırtıcı olmaz çıkan sonuç. Mevcut İçişleri Bakanı Soylu’nun kendi partisinin kabinesini ve önünde secde ettiği saray efradını da dinlediğini, takip ettiğini düşünüyorum ve biliyorum. Türkiye’deki siyasi zemini asgari hukuk normlarının olduğu, asgari siyasi etiğin olduğu bir ülke üzerinden değerlendirirsek evet şaşırmamız gerekir. Ama bu dediklerimiz Türkiye’de yok. Hal böyle olunca da Watergate gibi bir sonuç çıkmaz elbette. Recep Tayyip Erdoğan Süleyman Soylu’yu, Süleyman Soylu da Recep Tayyip Erdoğan’ı takip ettiriyor, dinletiyor ve izletiyor. Bu kadar iddialı bir şey söylüyorum.

Ortalama yurttaş dahi telefon konuşmalarını kendince güvenli bulduğu yerlerden yapıyor. Bir Türkiye İşçi Partisi vekili olarak ben ve partideki arkadaşlarımız evimizin sofrasında ya da birbirilerimizle ne konuşuyor isek, kamusal alanda da biz onu söylüyoruz.”

Adıgüzel’den BTK hatırlatması

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel de sokaktaki yurttaşların yüzde 85’inin dinlendiğine inandığını belirtiyor. Adıgüzel ayrıca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) üzerinden vatandaşların abone desenlerinin internet servis sağlayıcılarından istendiğini hatırlatarak ortaya çıkan tablonun neye işaret ettiğini anlatıyor: “Bakkala manava sorsanız, ev hanımına sorsanız dinlendiğini düşünüyor ve bu oranlar yüzde seksen beşleri buluyor anketlerde. Bir de ortaya çıkardığımız sıkıntılı bazı durumlar var. Cumhuriyet Halk Partisi olarak BTK üzerinden vatandaşların abone desenlerinin internet servis sağlayıcılarından istendiğini ortaya çıkardık.  Bu verilerin ne olduğuna baktığımızda da kişinin hangi internet sitesine girdiği, o internet sitesine ne kadar kaldığı ne indirip ne yüklediği gibi verilerek istendiğini görüyoruz.

Üstelik bunu her saat başında yapıyorlar. CMK 135’e göre iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması hâkim kararına tabi. Çok istisnai durumlarda da 24 saat içinde hâkim onayıyla mümkün. Ama seksen beş milyon vatandaşımızın internetteki iletişimi takip ediliyor. Bir hâkim kararı var mı diye soruyoruz, cevap yok.

Dijital Mecralar komisyonunda konudan sorumlu bakan yardımcısına ve BTK başkanına sordum. Ne bakan yardımcısı ne de BTK Başkanı ‘Dinlemiyoruz’ demedi. Bir mahkeme kararı gösteremiyorlar. Onun için hukuksuz ve ‘Bu verileri işlemiyoruz’ demekle yetindiler.

İktidarı iktidarını sürdürmek için her türlü oyunu yapma çabası içinde görüyoruz. Seksen beş milyon vatandaşımızın verisi toplanıyor, durumu sadece siyasetçiler üzerinden düşünmemeliyiz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir