- KCK Yürütme Konseyi Üyesi Evîn (Emine Kara), Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl’ı saygıyla anan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Bu katliam DAİŞ’in destekçisi ve yönlendiricisi olan faşist AKP-MHP iktidarı tarafından yapılmıştır” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Fransız yetkililerin katliam sonrası yaptığı açıklamaların kaygıları gidermediğine değinerek; “Maalesef Fransa devletinin yaklaşımı gerçekleşen katliamı basitleştiren, özünü öteleyen, örten ve bireysel bir saldırı gibi gösteren biçimde olmaktadır” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “23 Aralık 2022 tarihinde Paris’te gerçekleşen katliamda hareketimizin yönetiminde yer alan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Evîn(Emine Kara) arkadaş ile iki yurtsever insanımız Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl arkadaşlar şehit düşmüştür. Şehit düşen bu arkadaşlar şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, şehitlere verdiğimiz başarı ve zafer sözünü bir kez daha yineliyoruz” dedi.
Eşbaşkanlık açıklamasında, “Evîn yoldaşımız, 1988 yılında özgürlük hareketine katılmış ve o günden bu yana Kurdistan halkının özgürlüğü için mücadele etmiştir. Soykırımcı sömürgeci düşmana karşı mücadelenin bir çok alanında yer almış, savaşmış, tüm varlığını ve yaşamını mücadeleye adamıştır. Aynı zamanda kadın mücadelesinin de bir öncüsüdür. Özgür kadın çizgisinin gelişmesinde ve kadının bilinç kazanıp irade olmasında büyük katkıları ve emeği olmuştur. Kadın ordulaşmasına büyük emek vermiş ve önemli görevler üstlenmiştir” denildi.
Evîn arkadaş DAİŞ’e karşı savaşta belirleyici rol oynadı
KCK açıklamasında şunlar belirtildi:
“Evîn arkadaşın Rojava devriminin gelişmesinde de büyük katkıları olmuştur. DAİŞ’e karşı savaşta yer alarak ve DAİŞ’in yenilmesinde belirleyici bir rol oynayarak sadece Kürt halkına değil, aynı zamanda tüm insanlığa büyük bir hizmette bulunmuştur. DAİŞ vahşeti ve gericiliğine karşı özgür kadın çizgisi temelinde mücadele etmiş ve başarılı bir pratiğin sahibi olmuştur. Bir kadın olarak gerici ve kadın düşmanı DAİŞ’e karşı savaşmanın ve DAİŞ’i yenilgiye uğratmanın onurunu yaşamış ve bunu hepimize yaşatmıştır. Şüphesiz Evîn arkadaş bilincini, gücünü ve azmini Önder APO’nun kadın özgürlüğüne dayalı çizgisinden, Kurdistan halkına olan bağlılığından ve özgür kadın çizgisine olan sevgisinden ve inancından almıştır.
Evîn arkadaş, DAİŞ’e karşı savaşta yaralanmış ve tedavi için Avrupa’ya geçmiştir. Avrupa’da bulunup tedavi olurken aynı zamanda mücadelesini burada da sürdürmüştür. Özgürlük saflarına katıldığı andan şehit düştüğü ana kadar hep mücadele etmiştir. Kurdistan halkı ve kadınlar Evîn yoldaşı çok yakından tanımakta, bilmekte ve bu bilinçle şehit düştükten sonra mücadelesine güçlü bir şekilde sahip çıkmıştır. Kürt halkının Paris’e akarak bu üç şehit arkadaşa sahip çıkması çok anlamlı olmuştur.
Saldırının esas hedefi Evîn arkadaştır
Bu saldırıda esas hedeflenenin Evîn arkadaş olduğu açıktır. Soykırımcı sömürgeci Türk devleti ve faşist AKP-MHP iktidarı Kurdistan Özgürlük Mücadelesini bastırarak ve özgürlük mücadelesinin öncülerini hedefleyerek DAİŞ’i kurtarmaya ve DAİŞ çizgisini yeniden hakim kılmaya çalışmaktadır. AKP-MHP’nin DAİŞ’le aynı zihniyette olduğu ve onun destekçisi olmasının da ötesinde baştan beri DAİŞ’i yönetip yönlendiren olduğu çok açıktır ve bu gerçek herkes tarafından bilinmektedir. Evîn arkadaş da DAİŞ’e karşı savaştığı ve DAİŞ’in yenilmesinde belirleyici bir rol aldığı için AKP-MHP ve MİT tarafından hedeflenmiş ve şehit düşürülmüştür. Kurdistan halkı ve dostları bu gerçeği bildiğinden güçlü bir sahiplenme duygusuyla hareket etmiştir. Ne var ki şimdiye kadar Fransa devleti ve ilgili yetkili makamların yaklaşımı ise bizim ve halkımızın kaygılarını gidermek, gerçeği ortaya çıkarmak şeklinde olmamıştır. Maalesef Fransa devletinin yaklaşımı gerçekleşen katliamı basitleştiren, özünü öteleyen, örten ve bireysel bir saldırı gibi gösteren biçimde olmaktadır. Bu katliamı bireysel, ırkçı bir saldırı gibi göstererek gerçeğin üstünü örten bilinçli bir yönlendirme içerisine girmemelidir. Böyle bir yaklaşım 9 Ocak 2013’te gerçekleşen Paris katliamında ortaya konulmuş ve bundan dolayı Türk devleti ve MİT tarafından yapıldığı çok açık olmasına rağmen Fransa devleti tarafından gerçekler ortaya konulmamıştır. Eğer bu yaklaşım şimdi de sürdürülürse bu açıkça Kürt soykırım politikalarını desteklemek, AKP-MHP faşizmini ve DAİŞ’i korumak anlamına gelecektir. DAİŞ karşısında mücadele etmiş birinin DAİŞ’in destekçisi ve yönlendirici Türk devleti tarafından hedeflenirken böyle bir tutum içerisinde olmanın başka hiçbir anlamı yoktur.
Tepkiler demokratik temelde ortaya konmalı
Fransa devleti ve hükümeti, Paris’te gerçekleşen bu her iki katliamı doğru ele almak ve gerçekleri ortaya çıkarmak durumundadır. 9 Ocak katliamında olduğu gibi bu katliam da planlı bir şekilde yapılmıştır. Bunun arkasında kesinlikle faşist AKP-MHP iktidarı, MİT ve Türk devletine destek olan diğer istihbarat güçleri vardır. Bu durumu görmemek ve bunun açığa çıkması için çaba içerisinde olmamak kabul edilemez. Biz bir kez daha Fransa devletine ve hükümetine gerçekleri açığa çıkarması için doğru bir yaklaşım içerisinde olma çağrısında bulunuyoruz. Bu katliam DAİŞ’in destekçisi ve yönlendiricisi olan faşist AKP-MHP iktidarı tarafından yapılmıştır. Bu gerçeklik tüm boyutlarıyla ortaya konulmalı ve açıklanmalıdır.
Kurdistan halkı ve dostları bu katliama karşı tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyarak doğru bir tutum sahibi olmuştur. Fakat bu eylemlere şiddet bulaşmamalı ve provokasyonlara zemin olacak davranışlardan kaçınılmalıdır. Halkımız ve dostlarımız tepkisini demokratik temelde ortaya koymaya özen göstermelidir.”